Bel fıtığı, bel omurgasını oluşturan 5 adet omurun arasındaki disklerin, çeşitli nedenlere bağlı olarak yıpranması, yırtılması veya yerinden kayması nedeniyle omuriliğe ve omurilikten ayrılan sinirlere baskı yapması sonucu ortaya çıkar.
Omurlar arasında bulunan disklerin içerindeki sıvı içeriği zamanla ve yaşa bağlı olarak azalır. Bu da yüklenmelere karşı diskin dayanıklılığını azaltır. Ağır kaldırma, kontrolsüz ani bel hareketlerinde bulunma, uzun süre sabit ayakta durma veya oturma, düşme, çarpma gibi travmalara maruz kalma gibi zorlanmalar diskte yırtılmalara neden olarak bel fıtığına neden olabilir.
Bel fıtığı orta-ileri yaş grubunda daha sık görülse de, gençlerde hatta çocuklarda bile görülebilir. Erkek ve kadınlarda aynı oranlarda görülürse de, hamilelikte kısa sürede aşırı kilo alımına bağlı olarak görülme riski artar. Aşırı kilolu olmak bel fıtığı açısından önemli bir risk faktörüdür. Bunun yanı sıra sigara kullanımı disklerin beslenmesini bozarak sıvı kaybına neden olur ve bel fıtığı riskini arttırır. Ayrıca iyileşme sürecini de uzatır. Uzun süre masa başında çalışmak, uzun sürelerle araç kullanmak, hareketsiz bir yaşam sürmek, omurgayı zorlayıcı hareket ve aktivitelerde bulunmak ve uygun olmayan spor faaliyetleri yapmak bel fıtığı için diğer risk faktörleridir.
Omurga çevresindeki kasların ve gövde-karın kaslarının kuvvetsiz olması disklere binen yükü arttırarak fıtıklaşmalara zemin hazırlar. Bu nedenle bel fıtığından korunmak için yukarıdaki risk faktörlerinden uzak durmanın yanında, bel, karın ve sırt kaslarını güçlendirici egzersizler ve sporlar yapmak oldukça önemlidir.
Bel fıtığı hastalığında en önemli belirti belden bacağa doğru yayılan ağrıdır. Hastalar çoğunlukla bu şikayetle hekime başvururlar. Fakat her bel fıtığı hastasında bu belirtiler görülmeyebilir. Bazen tamamen ağrısız olabileceği gibi, başlangıçta sadece bel bölgesinde ağrı görülebilir. Ağrı genellikle bacağın arka kısmı boyunca kalçaya, dize hatta topuğa kadar yayılabilir. Öksürme, hapşurma ve ıkınma gibi omurilik basıncını arttıran durumlarda ağrı şiddetlenebilir, hatta tutulmalar görülebilir.
Tek veya her iki bacaktaki ağrıya, uyuşma, yanma, karıncalanma gibi belirtiler de eklenebilir. Bu belirtilerin nedeni fıtığın bacak sinirlerine yaptığı baskıdır. Ciddi sinir baskısı durumlarında bacak, ayak bileği ve ayak kaslarında güçsüzlük, yürüme güçlüğü, idrar tutamama, cinsel fonksiyonlarda kayıp gibi daha ileri nörolojik problemler ortaya çıkabilir.
Hasta, ağrı, tutukluk ve fonksiyonel yetersizlik nedeniyle oturup kalkma ve yürüme gibi günlük yaşam aktivitelerinde sıkıntı yaşamaya başlar.
Bel fıtığı tanısı, dikkatli bir hasta öyküsü, fizik ve nörolojik muayene yanında, röntgen, MRI (manyetik rezonans) veya BT (bilgisayarlı tomografi) gibi görüntüleme yöntemleri ile konur. Bazı durumlarda EMG (elektromiyografi) denilen sinir incelemelerine ihtiyaç duyulabilir.
Bel fıtığı tedavisi kişiye özgü olarak uygulanır. İlerleyici güç kaybı, idrar ve dışkı tutamama gibi ciddi nörolojik belirtiler haricinde acil cerrahi tedavi gerektiren bir durum değildir. Genellikle hastaların çok büyük bir oranı cerrahi müdahaleye gerek kalmadan tedavi edilebilir.
Bel fıtığı tedavisinde ilk basamak istirahattir. Fakat son yıllarda uzun süreli istirahatin bel fıtığı tedavisinde olumsuz etkileri olabileceği anlaşıldığından, istirahat ve hareket kısıtlamasının mümkün olduğunca kısa tutulması tedavinin başarısı açısından önemlidir. Çok ciddi ağrılı durumlarda kısa süreli yatak istirahati verilebilirse de, istirahat daha çok omurgaya yük bindiren hareketleri kısıtlamak şeklinde olur. Hastanın işe gidip gitmeme durumu yaptığı işe bağlı olarak doktoru tarafından değerlendirilir.
Bu dönemde genellikle ağrı kesici ve kas gevşetici ilaç tedavileri uygulanır. Bazı durumlarda kontrollü bir şekilde steroid tedavisi yapılabilir. Korseleme gerekli olduğu durumlarda kısa süreli olarak kullanılabilir.
Bel fıtığının tedavisinde fizik tedavi yöntemleri önemli bir yer tutar. Bu amaçla sıcak uygulamaları, ultrason, lazer, ağrı kesici akım tedavileri, masaj, mobilizasyon, manuel terapi, gtos terapi, kuru iğneleme, bantlama, traksiyon en sık kullanılan tedavi yöntemleridir.
Egzersiz uygulamalarına bel fıtığı tedavisinde erken dönemde başlanması gerekir ve tedavinin ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Başlarda günlük yaşam aktivitelerini düzenleme konusunda hastaya eğitim verilir ve ağrıyı arttırmayacak şekilde esneme, germe ve postür egzersizlerini içeren bir program başlatılır. Sürecin ilerleyen dönemlerinde ağrının da azalmasıyla birlikte, dayanıklılık ve kuvvet arttırıcı egzersizlere geçilir. Egzersizlerin yoğunluğu hastanın klinik durumuna göre ayarlanır ve günlük yaşam ve çalışma aktivitelerine en kısa sürede geri dönme hedeflenir.